20 YAŞ DİŞİ NASIL ÇEKİLİR?
Çene cerrahisi 20 yaş civarında sürülmeye başlandığından 20 yaş dişi olarak adlandırılan ve diş diziminin en sonunda bulunan üçüncü azı dişine yönelik çeşitli müdahalelerde bulunur. 20 yaş dişi rahatlıkla çıkmış ve herhangi bir çürüme ile karşılaşılmamış ise çekim gerçekleştirilmesine gerek kalmaz. Fakat çoğu zaman 20 yaş dişine bağlı olarak çeşitli problemlerin meydana geldiği görülür.
- 20 yaş dişi çıkamayıp çene kemiğine gömülü kaldığında,
- Çıkış pozisyonunda yaşanan sapma veya çene kemiği darlığı gibi sebeplerle kısmi çıkış yaşandığında,
- 20 yaş dişinin komşu azı dişlere baskı yapması sonucunda komşu dişler üzerinde problemler oluştuğunda,
- Kısmen çıkan 20 yaş dişinin etkin temizlenmesi mümkün olmadığından çürüme başladığında mutlaka çene cerrahisi kapsamında müdahalelerin gerçekleştirilmesi gerekir.
ÇENE CERRAHİSİ LAZER UYGULAMASI YAPAR MI?
Çene cerrahisi alanında çene kemiği üzerinde gerçekleştirilen pek çok işlem mevcuttur. Bu uygulamalar sonrasında yaşanan ağrıyı azaltmak, hastanın genel durumuna ve iyileşme sürecine olumlu katkıda bulunmak ve yaşanması muhtemel olan ödemin oluşmasını engellemek adına lazer uygulaması gerçekleştirilebilir.
DİŞ ÇEKİMİ SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Diş çekimi sonrası rahatsızlık hissini en düşük seviyeye indirmek adına dikkat edilmesi gereken pek çok madde mevcuttur. Bu maddelere uyulduğu takdirde hem ağız içi enfeksiyonlarının önüne geçilir hem de iyileşme süreci hızlandırılır.
- Diş hekimi tarafından önerilen ilaçlar düzenli bir şekilde kullanılmalıdır.
- Diş hekimi çekimin gerçekleştirildiği alanın üzerine gazlı bez koyduysa pıhtılaşmayı hızlandırmak adına gazlı bez dikkatli bir biçimde ısırılmalıdır. Isırma baskısı yumuşak dokulara zarar vermeyecek kadar nazik olmalı ama kan akışının azalmasına yardımcı olacak baskıyı sağlamalıdır.
- Diş hekimine danışıldıktan sonra çekimin gerçekleştirildiği bölgeye buz kompresi yapılabilir. Özellikle şişmeyi engellemesi ve ağrıyı azaltması adına uygulanan buz torbası 10 dakika kadar tutulup ara verilmelidir.
- Diş çekimi sonrasında oluşan pıhtının açılmaması adına sert ve sıcak yiyecek içecek maddelerinden uzak durulmalıdır. Çorba, püre veya yoğurt benzeri, çiğneme gerektirmeyen yiyecekler tercih edilerek iyileşme sürecinin hızlandırılmasına yardımcı olunmalıdır.
- Diş çekiminin gerçekleştirildiği alandan uzak durmak şartıyla diş fırçalaması, gargara ve diş ipi kullanımı gibi ağız ve diş sağlığını destekleyen uygulamalar aksatılmamalıdır. Bu sayede ağızda enfeksiyon oluşma riski azalır.
- Diş çekildikten sonraki 24 saatte az miktarda kanama ve ağrı yaşanması normaldir ve beklenebilir. Bunlara karşın ateş, titreme, bulantı, kusma, akıntı, nefes darlığı ve benzeri beklenmeyen etkilerle karşılaşılırsa enfeksiyon ihtimali göz önünde bulundurulup tekrar diş hekimi ile iletişime geçilmelidir.
SİNÜS CERRAHİSİ NEDİR?
Çene cerrahisi kapsamında gerçekleştirilen işlemler sonrasında sinüs cerrahisinin yapılması da gerekebilir. Üst çenede yer alan azı dişi kökleri ile sinüsler komşu durumundadır. Azı dişlerinin çekilmesi durumunda sinüslerin aşağıya çökmesi ve kemik kaybının meydana gelmesi söz konusudur. Sinüs cerrahisi ile sinüslerin aşağıya kayması önlenerek kemik kaybı riski ortadan kaldırılır.
ÇENE CERRAHİSİ İLE İMPLANT TEDAVİSİ ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?
İmplant tedavisini gerçekleştirebilmek için hastada yeterli miktarda kemik yoğunluğunun bulunması gerekir. Aksi takdirde kemik grefti adı verilen çene cerrahisi uygulaması yapılmalıdır. Kemik grefti, hastanın vücudundan alınan kemiğin implantın yapılacağı alana taşınması ile veya kemik tozlarıyla hedeflenen bölgede kemik oluşumun sağlanmasıyla gerçekleştirilir.